Bugün, sizi Türkiye’nin derin tarihine ve kültürel zenginliklerine doğru bir keşfe çıkaracak bir yazıya davet ediyoruz. UNESCO Dünya Mirası Listesi, bu eşsiz ülkenin tarihini ve kültürünü dünya çapında benzersiz kılan bir dizi muazzam alanı kucaklamaktadır. Antik kentlerin gizemli yollarından, nefes kesici doğal peyzajlara kadar uzanan bu miras, zamanın ötesinde bir yolculuğa çıkmak için bize kapı aralıyor. Bu yazıda, Türkiye’nin gurur kaynağı olan bu mirasın parıldayan hikayelerini keşfedecek, unutulmaz bir tarih ve kültür yolculuğuna adım atacaksınız.
1. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Sivas
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Sivas ili sınırları içinde yer almaktadır. Bu kompleks, 1228 yılında Mengücek Beyi Ahmet Şah tarafından inşa edilmiştir. UNESCO tarafından 1985 yılında Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Ulu Camii, özellikle taş işçiliği ve süslemeleriyle dikkat çeken bir yapıdır. Ayrıca, kompleks içinde yer alan Darüşşifa, tıp ve tedavi ile ilgili faaliyetler için kullanılmıştır. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Türk mimarisinin önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
2. İstanbul'un Tarihi Alanları, İstanbul
Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan İstanbul, yüzyıllar boyunca köklü medeniyetlere ev sahipliği yapan dikkat çekici bir kent. 1985’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 4 bölge olarak alındı. Bu bölgeler şöyle sıralanıyor: Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camii ve Topkapı Sarayı’nı içine alan “Sultanahmet Kentsel Arkeolojik Sit Alanı”, Süleymaniye Camii ve çevresini içine alan “Süleymaniye Koruma Alanı”, Zeyrek Camii ve çevresini içine alan “Zeyrek Koruma Alanı” ve “İstanbul Kara Surları Koruma Alanı”.
3. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya, Nevşehir
Göreme Millî Parkı ve Kapadokya, Türkiye’nin Nevşehir il sınırları içinde yer almaktadır. Bu bölge, eşsiz kaya oluşumları, yer altı şehirleri, tarihi manastırlar ve benzersiz doğal peyzajıyla ünlüdür. Göreme Millî Parkı, 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Kapadokya bölgesi, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve buna bağlı olarak benzersiz bir kültürel mirasa sahiptir. Bu alan, dünya çapında önemli bir turistik destinasyon olmuş ve birçok ziyaretçiyi kendine çekmiştir.
4. Hattuşa: Hitit Başkenti, Çorum
Hattuşa, antik Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olarak bilinir ve Türkiye’nin Çorum il sınırları içinde yer almaktadır. Hattuşa, büyük Hitit İmparatorluğu’nun merkezi olmuş ve bu döneme ait birçok arkeolojik kalıntıyı içermektedir. Özellikle krallık sarayları, tapınaklar, şehir suru ve diğer yapılar, Hattuşa’nın zengin tarihini yansıtmaktadır.
Hattuşa, UNESCO tarafından 1986 yılında Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu antik kent, Hitit medeniyetine ait önemli bilgiler sunması ve büyüklüğü ile dikkat çekmesi nedeniyle kültürel ve tarihi bir değere sahiptir.
5. Nemrut Dağı Heykelleri, Adıyaman
Nemrut Dağı, Adıyaman il sınırları içinde yer almaktadır. Nemrut Dağı’nda bulunan anıtsal mezar höyüğü ve dev heykeller, Kommagene Krallığı’na ait bir anıt kompleksi olarak bilinir. Bu heykeller, M.Ö. 1. yüzyılda yaşamış olan Kommagene Kralı I. Antiochus’un emriyle yaptırılmıştır.
Nemrut Dağı’nda yer alan heykeller, krallar, tanrılar ve hayvan figürlerini içermektedir. Heykeller, kralların tanrılarla bir araya geldiği bir anıt mekanını temsil etmektedir. Nemrut Dağı, 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir ve bu alan, tarihî ve kültürel zenginlikleriyle tanınan önemli bir turistik destinasyon haline gelmiştir.
6. Hieropolis-Pamukkale, Denizli
Hierapolis ve Pamukkale, Türkiye’nin Denizli il sınırları içinde yer almaktadır. Bu alan, tarihi bir antik kent olan Hierapolis ile doğal traverten teraslarından oluşan Pamukkale’nin birleşimi olarak bilinir.
Hierapolis, antik Roma dönemine ait kalıntıları ile ünlüdür. Aynı zamanda Hierapolis’te yer alan antik tiyatro, katedral, termal havuzlar ve diğer yapılar, ziyaretçilere tarihî zenginlik sunmaktadır.
Pamukkale ise, doğal kaynak sularının oluşturduğu beyaz renkli traverten terasları ile tanınır. Bu teraslar, UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Hem tarihi hem de doğal güzellikleri içinde barındıran bu bölge, 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Hierapolis ve Pamukkale, Türkiye’nin önemli turistik bölgelerinden biridir.
7. Xanthos-Letoon, Antalya - Muğla
Xanthos ve Letoon antik kentleri, Türkiye’nin Antalya ve Muğla illeri sınırları içinde yer alır. Bu iki antik kent, Likya bölgesinde bulunmaktadır. Xanthos, Likya’nın en önemli kentlerinden biridir ve Letoon, ona yakın bir başka antik kenttir.
Xanthos ve Letoon, Likya’nın önemli dini ve kültürel merkezleriydi. Xanthos, Likya’nın başkenti olarak bilinir ve Likya’nın direnişiyle bağlantılı olarak tarihsel bir öneme sahiptir. Bu antik kentlerde birçok arkeolojik kalıntı bulunmaktadır, özellikle tiyatrolar, tapınaklar ve anıtsal mezarlar gibi yapılar.
Xanthos-Letoon, 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu alan, Likya kültürünün ve tarihî kalıntıların korunması açısından büyük öneme sahiptir.
8. Safranbolu Evleri, Karabük
Safranbolu evleri, Türkiye’nin Karabük il sınırları içinde yer almaktadır. Safranbolu, Osmanlı dönemine ait geleneksel Türk evleri, tarihi yapılar ve sokak dokusuyla ünlüdür. Bu özellikleri nedeniyle Safranbolu, 1994 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir.
Safranbolu, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalan tarihi evleri, camileri, çeşmeleri ve diğer yapılarıyla dikkat çeker. Geleneksel Türk mimarisini yansıtan bu şehir, koruma altındaki tarihî dokusu ve kültürel mirasıyla Türkiye’nin önemli turistik destinasyonlarından biridir.
9. Truva Arkeolojik Alanı, Çanakkale
Truva Arkeolojik Alanı, Türkiye’nin Çanakkale il sınırları içinde yer almaktadır. Truva, antik Yunan mitolojisinin ve Homeros’un ünlü eseri İlyada’nın geçtiği yer olarak bilinir. Kazılar, bu bölgede dokuz farklı yerleşim katmanı ortaya çıkarmıştır.
Truva, özellikle Troya Savaşı’nın efsanevi hikayesi ile tanınır. Antik Troya kenti, tarih boyunca farklı dönemlerde inşa edilmiş ve yok olmuş birçok kez yeniden yapılmıştır. Truva’nın kalıntıları, tarihî ve arkeolojik öneme sahiptir.
Truva Arkeolojik Alanı, 1998 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu alan, ziyaretçilere antik döneme ait kalıntıları ve kültürel mirası keşfetme fırsatı sunmaktadır.
10. Selimiye Camii ve Külliyesi, Edirne
Selimiye Camii ve Külliyesi, Türkiye’nin Edirne şehrinde bulunmaktadır. Mimar Sinan tarafından Osmanlı Padişahı II. Selim için 1568-1575 yılları arasında inşa edilen bu cami, Osmanlı mimarisinin önemli örneklerinden biridir.
Selimiye Camii, dört minaresi, büyük kubbesi ve zarif süslemeleriyle tanınır. Cami, iç mimarideki detayları ve kapsamlı süslemeleriyle ön plana çıkar ve Osmanlı mimarisinin zirvesinde bir eser olarak kabul edilir.
Selimiye Camii ve Külliyesi, 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu tarihi ve sanatsal açıdan önemli yapı kompleksi, ziyaretçilerin tarihî ve kültürel mirası keşfetmeleri için bir turistik destinasyon olarak hizmet vermektedir.
11. Çatalhöyük Neolitik Alanı, Konya
Çatalhöyük, Türkiye’nin Konya il sınırları içinde yer alan bir Neolitik dönem arkeolojik alanıdır. Çatalhöyük, M.Ö. 7500-5700 yıllarına tarihlenen bir Neolitik yerleşimdir ve dünya genelindeki en eski bilinen yerleşim alanlarından biridir.
Çatalhöyük, konumu ve mimarisi ile dikkat çeker. Evlerin birbirine bitişik şekilde yapıldığı, çatıların üzerinden birbirine bağlandığı, sokakların evlerin çatılarından geçtiği özgün bir plana sahiptir. Ayrıca, duvarlar ve ev içi dekorasyon gibi birçok detay, o dönemin yaşam tarzı hakkında bilgi sağlamaktadır.
Çatalhöyük, 2012 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu alan, Neolitik dönem insanlarının yaşam tarzı, sosyal organizasyonu ve kültürel pratikleri hakkında önemli bilgiler sunması nedeniyle arkeologlar için büyük bir öneme sahiptir.
12. Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu, Bursa
Bursa ve Cumalıkızık, Türkiye’de bulunan iki ayrı alan olup, her ikisi de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Bursa ve Cumalıkızık, 2014 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir.
Her iki alan da tarihî ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çekmekte ve ziyaretçilere Osmanlı İmparatorluğu’nun erken dönemlerine ait önemli bir mirası keşfetme fırsatı sunmaktadır.
13. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı, İzmir
Bergama, İzmir il sınırları içinde bulunan ve UNESCO Dünya Mirası olarak kabul edilmiş bir alan olup, Bergama’nın antik kalıntıları, Asclepius Tapınağı, Bergama Tiyatrosu gibi önemli yapıları içermektedir. 2014 yılında Bergama, UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.
14. Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı, Diyarbakır
Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı, Türkiye’nin Diyarbakır il sınırları içinde yer almaktadır. Bu alan, tarihi zenginlikleri ve kültürel peyzaj özellikleri ile dikkat çeker.
Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri’nin sularının suladığı verimli tarım alanlarından oluşur ve bölgedeki tarih boyunca farklı medeniyetlerin etkileşimine tanıklık etmiştir. Bu alan, tarih boyunca su yönetimi, tarım pratikleri ve kültürel peyzajın birleşimini temsil eder.
Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı, 2015 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu alan, tarihi ve kültürel zenginlikleri koruma amacı güder ve ziyaretçilere bölgenin geçmişi hakkında önemli bilgiler sunar.
15. Efes Antik Kenti, İzmir
İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti, antik Roma dönemine ait önemli bir arkeolojik alan olup, antik çağın en önemli liman kentlerinden biri olarak bilinir.
Efes, Artemis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi, Büyük Tiyatro gibi birçok önemli yapıyı içerir ve antik dönemin zengin kültürel mirasını yansıtarak ziyaretçilere açılmış bir müze şehir gibidir.
Efes Antik Kenti, 2015 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu antik kent, ziyaretçilere tarihî ve arkeolojik öneme sahip birçok yapıyı keşfetme fırsatı sunar.
16. Ani Arkeolojik Alanı, Kars
Ani, Türkiye’nin doğusundaki Kars il sınırları içinde yer alan tarihi bir arkeolojik alandır. Ani, Orta Çağ’da önemli bir şehir devleti olan Bagratuni Krallığı’nın başkentiydi. 10. yüzyılda zirveye ulaşan bu şehir, zengin ticaret yolları üzerinde bulunması nedeniyle kültürel ve ekonomik açıdan büyük öneme sahipti.
Ani’de birçok tarihi yapı ve kilise bulunmaktadır. Bu yapılar arasında Ani Katedrali, Surp Asdvadzadzin Kilisesi, Menüçehr Camii ve diğer tarihi kalıntılar yer almaktadır. Ancak, Ani, zaman içinde çeşitli nedenlerle terk edilmiş ve harap olmuştur.
Ani Arkeolojik Alanı, 2016 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu alan, Orta Çağ’da Doğu Hristiyan kültürünü yansıtan birçok tarihi yapı ve kalıntı içermesi nedeniyle büyük bir öneme sahiptir.
17. Aphrodisias Antik Kenti, Aydın
Aphrodisias antik kenti, Türkiye’nin Aydın il sınırları içinde yer almaktadır. Antik dönemde bir Yunan-Roma şehri olan Aphrodisias, özellikle mimari kalitesi, heykeltıraşlık ve sanat eserleriyle ünlüdür.
Aphrodisias, Antik Roma dönemine ait birçok önemli yapıyı içerir. Bu yapılar arasında Aphrodit Tapınağı, Tiyatro, Stadyum, Agora ve heykeller bulunmaktadır. Aphrodisias’ın özellikle heykeltraşlık geleneği, antik dönemin önemli merkezlerinden biri olduğunu gösterir.
Aphrodisias, 2017 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu antik kent, ziyaretçilere antik dönemin zengin sanat ve kültürel mirasını keşfetme fırsatı sunar.
18. Göbekli Tepe Tapınağı, Şanlıurfa
Göbekli Tepe, Şanlıurfa il sınırları içinde yer alan önemli bir arkeolojik alan ve antik tapınak kompleksi olarak bilinir. Göbekli Tepe, Neolitik Çağ’a tarihlenen ve dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi olarak kabul edilen bir arkeolojik sit alanıdır.
Göbekli Tepe, yaklaşık olarak M.Ö. 9600 ile 7300 yılları arasında inşa edilmiş olan devasa dikilitaşlar, dairesel yapılar ve kabartmalar içerir. Bu yapılar, insanların avcılık ve toplama ekonomisinden yerleşik tarıma geçiş döneminde yapılmış olup, önceki düşünceye göre bu dönemde bu tür büyük yapıların inşa edilemeyeceği düşüncesini sarsmıştır.
Göbekli Tepe, 2018 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilmiştir. Bu antik tapınak kompleksi, insanlık tarihindeki erken dönemleri anlamak için önemli bir araştırma alanı olmuştur.
19. Arslantepe Höyüğü, Malatya
Arslantepe Höyüğü, Türkiye’nin Malatya il sınırları içinde yer alan önemli bir arkeolojik alan ve tarihî bir höyüktür. Arslantepe, Mezopotamya bölgesinde yer alır ve özellikle Erken Tunç Çağı’na tarihlenen kalıntıları içermesiyle dikkat çeker.
Arslantepe’de yapılan kazılar, höyüğün M.Ö. 4. binyılda büyük bir şehir devleti olduğunu ve o dönemin ticaret yollarında önemli bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Ayrıca, höyüğün ortaya çıkarılan saray kalıntıları ve özellikle devasa boyutlardaki heykelleri arkeologlar için önemli bilgiler sağlamıştır.
Arslantepe Höyüğü, 2021 yılı itibarıyla UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almamaktadır. Ancak, Türkiye’nin zengin arkeolojik mirasına katkı sağlayan önemli bir sit alanı olarak bilinir.
20. Gordion Antik Kenti, Ankara
Gordion antik kenti, Türkiye’nin başkenti Ankara’nın kuzeybatısında, Polatlı ilçesine bağlı Yassıhöyük köyü yakınlarında bulunmaktadır. Gordion, tarih boyunca Frigya Krallığı’nın başkenti olmuştur ve önemli bir antik yerleşim alanıdır.
Gordion, ünlü Frig Kralı Midas’ın da bağlı olduğu M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanan bir tarihî geçmişe sahiptir. Kentte yapılan kazılarda, çok sayıda tarihi kalıntı, mezar höyükleri ve anıtsal yapılar ortaya çıkarılmıştır.
Gordion’un en ünlü özelliği, Kral Midas’ın mezarının bulunduğu Tümülüs MM’dir. Ancak, Gordion’da kazılar ve araştırmalar devam etmektedir ve bu antik kent, Türkiye’nin zengin tarihî mirasına katkı sağlamaktadır.
21. Anadolu’nun Ortaçağ Dönemi Ahşap Hipostil Camiileri
Konya Eşrefoğlu Camii, Kastamonu Mahmut Bey Camii, Eskişehir Sivrihisar Camii, Afyon Ulu Camii ve Ankara Arslanhane Camii Anadolu’nun ortaçağ dönemi ahşap hipostil camilerine örnek olarak gösterilmiş ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır.